Naniş ya da Nanişko, başkalarının hikâyelerini anlatmayı çok sever. Sokağa çıktığı her gün birileriyle tanışır, bu konuda mekan sınırı tanımaz; otobüs, metrobüs, metro, park, pazar, taksi, okul, yolculuklar… Bunların arasında sıkı dost oldukları vardır. Kitap okur, kitap anlatır. İngilizce öğretir. Yenilip içilen herşeyi yapmaya heveslidir. arşivci bir ruhu var. İstanbul’da yaşar ama Adanalı’dır. Portakal çiçeklerinin, yaseminin ve gülün kokusunu çok sever; herbiriyle hatırladığı birileri vardır. Hem çalışkandır hem tembel; nasıl olur demeyin, oluyor işte! Araba kullanmaz, burçlara inanmaz, şiir yazmaz. Elli yaşına iki kala o zamana kadar hiç sevmediği kedi ve köpeklere aşık olarak yeni bir dil öğrendi. Binlerce öğrencisi var.