Havaya sokan bir pasta tarifi

Standard
Havaya sokan bir pasta tarifi

The Last Supper; amanin Allah korusun, bir kaç gün önce yaptığım kısırdı. Öğleni onla geçiştirdim. Şimdi Internet kısır tarifiyle doludur. Ben sizlere şöyle haşmetli görünüşlü, insanda ‘ben bunu yapamam yaaa!’ duygusu uyandıran ama yaptıktan sonra hakikaten havaya sokan bir pasta tarifi yazacağım.

Abim ve ben çocukluğumuzda bu pastaya bayılırdık. Annemizin her ayın otuzunda tekrarlanan ‘kabul gününde’ -evet böyle bir gün vardır Adana’da- tanıdık ve akraba teyzeler, komşular gelir, yenir içilir, herkese tek tek nasılsınız ya da ‘rahatın nasıl?’ denir; sonra onlar size tek tek sorarlar, elde alemde ne oluyor bitiyor, kimin kızına kimle söz kesilmiş, kimin kızının nişanı atılmış, kim hastaymış, kimin başı bekleniyormuş (ölmek üzereymiş) konuşulur. Sıkı durun; bu bazılarının şık ayakkabılarını bir naylon torbaya koyup eve girerken değiştirdiği tatlı kabul günlerinde millet oğluna evlenecek kız ve hatta iş bile bulur. Bir nevî Facebook, bir nevî headhunter gibi işleyen bir sistem. ‘Aslında sen bana borçluydun ama bak yine ben geldim!’ cümlesinin kurulduğu bir jargonu da vardır. Bazı ‘hızlı teyzeler’ bir günde bir kaç kapı çıkarır, samimiyet yerindeyse kocalara peçete kâğıtları içinde pasta bile götürülür. Rahmetli Abdullah Dedem annemin her kabul gününde erkenden gelip pastasını yer, cola’sını içer; öyle de ‘kaç göç’ yok. Masada annemin meşhur pastası! O dereceki tarifi verilirken ‘Nurten Abla’nın şuuu hamurlusu’ denir; eh dedik ya, Adanalıyız; bizim dilimizdeki bu ‘şuuu hamuru’ esasında İtalyanların ‘Choux’ dedikleri şey de kolay yoldan böyle söylüyoruz; çaktırmayın! Aynı tarife yıllar sonra Ermine Herscher’in yazıp, Emine Çaykara ve benim Facebook arkadaşım Şeyda Taluk’un Türkçeye çevirerek harika bir iş çıkarmış olduğu Picasso’nun Sofrası kitabında da rastladım. Pek de bir entel danteliz yani.

PASTACI KREMASI ve ŞU HAMURU İLE PROFİTEROL
Önce beyaz kreması:
1. Bir kahve fincanı un (dolu; dolu diyince gayet göbekli)
2. İki kahve fincanı toz şeker (dolu; aynen)
3. Bir paket vanilya
4. Bir tüm bir sarısı olmak üzere iki yumurta
5. Yarım litre süt

Şimdi önce süt yanınızda beklesin. Diğer malzemeleri bir tencereye koyun ve bir karıştırma teliyle (mesela mixer’ın teli) sütü yavaş yavaş dökerek karıştırın. Bu işlem sütü diğerlerine alıştıra alıştıra yapılır. Hepsi karışınca ocağa oturtup çok da harlı olmayan bir ateşte sürekli aynı yöne karıştıra karıştıra koyu bir muhallebi elde edeceksiniz. Siz söz dinliyorsanız o da problem çıkarmıyacak. Kaynadı mı? Altını kısıp şöyle 3-5 dakika daha karıştırın ki un kokusu gitsin, mis gibi vanilya koksun ortalık. Bir kenarda soğusun. Buzdolabına koyun. Adamakallı soğusun. Bu hazır!

Şimdi fırınınızı 170 C*’de ısınması için açın.

Şimdi şu hamuru:
1. Sana yağın 75 gramı (yağın üstünde 50’lik çizgiler var; ona göre hesaplayıp bıçakla kesersiniz.)
2. Bir rakı bardağından bir parmak eksik süt ve su karışımı (süt azıcık daha fazla)
3. 1 tatlı kaşığı toz şeker
4. 1 rakı bardağı un ( bardak hizasından bir kaşıklık göbeklice)
5. 3 adet; duruma göre de 4 adet yumurta

Buna başlarken tüm malzeme yanınızda hazır olmalı çünkü ocak başında pişirerek yapacağız.

Bir tarafında tutacak kulpu olan bir tencereye yağı koyup ocağı açıyoruz. Amman kısık ateş! Yanmasın! Yağ eriyince içine süt ve su karışımını koyup iğnelenmeye başlayınca içine bir tatlı kaşığı toz şekeri atıyoruz, hızla karıştırıp bu defa unu koyuyoruz. Ocak zaten kısık ateşte. Tahta bir kaşıkla çevire çevire unu top haline getirip pişiriyoruz. Kulpu bir elinizle tutup diğeriyle kaşığı çevirirseniz kolayca olur. Beceriksizin tekiyim ben bile yapabiliyorum.

3 dakikada filan olur. Sert top gibi bir hamur oldu. Bir plastik kaba alın soğusun. Soğuyunca içine birinci yumurtayı kırıp tahta kaşıkla orasından burasından yedirin; sonra ikinci ( yedir), üçüncü (yedir). Şimdi durun ve hamura bakın. Bir tatlı kaşığı ile alınca akmadan durması lazım ya da hamur elinize yapışıyorsa olmuştur. Fazla katı ise dördüncüyü de koyabilirsiniz. Hamur hazır.

blog 005

Fırın tepsisine pişirme kağıdını kesip koyun. Bir tatlı kaşığı ile hamurdan püre alır gibi alıp kağıda sol parmağınızla ittirerek koyun. Fotoda görüldüğü gibi. 170 C*’de ısınmış fırına atıp yarım saat pişirin. Şimdi ben yarım saat dedim ama gözle de görünen bir kahverengilik olmalı. Şekildeki gibi. Piştiii!

blog 006

Soğuyunca bu tatlı topları altından tamamen değil ama iki santim kadarı kalmak üzere kesin ve buzdolabında bekleyen soğumuş beyaz kremanızdan içine bir kaşıkla koyun. Servis tabağınıza yerleştirip üstlerine pudra şekeri serpiştirirsiniz. Nefis bir tatlımız oldu. Dikkatttt, gelen giden bir taneyi çaktırmadan atarsa mideye misafirlere kalmaz!

DSCN1176

Bunları pudra şekeri koymadan profiterol haline de getirebilir. Sabrınız kaldıysa bizden anlatması. Amaaaa, bu tarif için en az 3 parti halinde yukardaki tariften yapmalısınız. Çünkü kremanın miktarı çoktur ve ne yazıkki yumurta bir adet koyulduğundan ölçüleri yarılayarak filan azaltmak bence mümkün değil.

ÇİKOLATALI KREMASI (PROFİTEROL)
1. Üç kahve fincanı toz şeker
2. Üç kahve fincanı un
3. Bir yumurta
4. Dört su bardağı süt (bildiğiniz anam babam usulu bardak)
5. Dört su bardağı su
6. Üç yemek kaşığı kakao
7. 75 gram bitter çikolata

Kremanın pişirilişi
3 kahve fincanı toz şeker ve bir yumurta mixer ile karıştırılır. İçine 3 kahve fincanı un, 4 su bardağı süt, 4 su bardağı su ve 3 yemek kaşığı kakao koyularak iyice karıştırılır. Ama tabii bunları yavaş yavaş birbirine karıştırmak lazım. (Kaşıkla eritilebilir.) Sonra karıştırarak kaynatılır. İçine bir süre sonra 75 gram bitter çikolata atılır. O da erir. Hazır.

Şimdi içine bayaz krema koyduğunuz topları dizeceksiniz. Büyük bir servis tabağının dibine önce çikolatalı kremadan biraz dökün ki altları kremaya bulansın. Dizip dizip krema dökerek olayı bitiriyorsun. Doğum günleri ve yılbaşı partileri için gelenlerin parmaklarını yiye yiye yedikleri bir şey oluyor. Bana gelince, 41 kiloyumdur az yerim. Benim keyfim yiyenleri seyretmekte. Bir de daha masaya getirirken ‘haaaaarika oldu!’ derim; ne kadar ayıp!

blog 011

3 responses »

  1. Naniş’im, o kadar candan o kadar güzel anlatıyorsun ki, benim gibi mutfak görünce kaçan biri biile şu an mutfağa girip bu tatlıyı yapmak istiyor!
    Seni seviyorum arkadaşım, ablam, akrabam, sırdaşım, iyi ki varsın!

    Beğen

Yorum yaz

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s